Kurân ve Hayat Allah kuluna lanet eder mi? Kurân ve Hayat
top of page

Allah kuluna lanet eder mi?

HUD SURESİ 18

Vemen azlemu mimmeni-fterâ ‘ala(A)llâhi keżibâ(en)(c) ulâ-ike yu’radûne ‘alâ rabbihim veyekûlu-l-eşhâdu hâulâ-i-lleżîne keżebû ‘alâ rabbihim(c) elâ la’netu(A)llâhi ‘alâ-zzâlimîn(e)


YANLIŞ ÇEVİRİ

Kim Allah’a karşı yalan uydurandan daha zalimdir? İşte bunlar, Rablerine arz edilecekler ve şâhitler de, “Rablerine karşı yalan söyleyenler işte bunlardır” diyeceklerdir. Biliniz ki, Allah’ın lâneti zalimler üzerinedir


Ayeti “Allah’ın laneti zalimler üzerinedir.” Şeklinde meallendiriliyor. Fakat buradaki “lanet” kelimesi ile  Türkçemizdeki “lanet” kelimesi birbirine uymamaktadır. 


Türkçemizde birisine lanet ettiğimiz zaman, ona beddua etmiş onun kötülüğünü istemiş oluyoruz. O yüzden siz Hud suresi 18’nci ayetinde “Allah’ın laneti zalimler üzerinedir” diye meal veremezsiniz. O zaman muhatap, Allah, yarattığı kuluna lanet ediyor” anlar. Allah’ın kuluna lanet etmesine ihtiyaç var mı? İsterse onu moleküllerine ayırır. Aciz bir beşer birine lanet eder. Lanet etmek te güzel bir davranış değildir. Nasıl Allah’a isnat edelim.

 

Lanet kelimesine lügat manası ile vermemiz lazım. Doğru meal: “Allah’ın dışlaması, Allah’ın uzaklaştırması zalimlerin üzerinedir.” şeklinde olmalıdır. Dışlama, uzaklaştırma ve kovma manasındadır. Mesela “Şeytanın lanetlenmesi”, Ona beddua etmek, hakaret etmek değil, onun kovulması, rahmetten dışlanmasıdır.


Lanet kelimesi, kovmak, uzaklaştırmak, iyilik ve faydadan mahrum bırakmak anlamındaki “lan” kelimesinden türemiş bir isimdir. Eski Araplar bu kelimeyi, ailenin veya sülalenin bir ferdinin dışlanması anlamında kullanılmaktadır.


Ancak Türkçemizde bu kelime Allah’ın kuluna yaptığı bir beddua şeklinde algılanması, yanlış anlaşılmalara sebep olmaktadır. Tüm mealleri de Allah’ın laneti diye çeviriyorlar. Ateistlerde bu ayeti dillerine doluyor ve Allah’ı böyle lanet okuyan, beddua eden haşa aciz durumuna düşürüyorlar. Zira Allah kuluna beddua etmez, buna ihtiyaç duymaz. Kulunun kötülüğünü kesinlikle istemez. Bu Allah’a yapılmış bir iftiradır.


Burada kitabı tilavet eden ve onun yönlendirmesini izleyerek, hakka ve hakikate şahit olanların bir tespiti de söz konusudur. Şah damarımızdan daha yakın Rabbe yalan söylemek, kişinin benliğinden, insanlıktan, rahmet, hayır ve güzellikten uzaklaşması demektir. Siz Rabbe yalan söylüyorsanız, başta kendinize söylüyorsunuz. Bu süreç zincirin halkaları gibi devam eder.


Allah’ın önceden belirlediği yasalar gereği, hakikate iftira atmanın sonucu, maruz kalacağı mahrumiyet ve dışlanma Allah’ın laneti olarak özetlenmiştir. 


10 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

Namazı Kazaya bırakmak

Ecelin kaza edilmesi, mühlet tanınmadan insanların anında öldürülmeleridir. Kaza da budur. Namazı kazaya bırakmak, namazı vaktinde kılmaktır. Kazayı Kurân’ı Kerim bir erteleme olarak anlatmaz. O anınd

bottom of page
Kurân ve Hayat