Kerim kitabımız Kurân, yetilerini en yüksek seviyede kullanabilen sürü güdüsü ile hareket eden hayvanlar ile yetilerini kullanmayan insan arasında bir farkı ortaya koymak ve biz insanları uyarmak için şöyle der:
"Ve andolsun ki , kulakları olup da onlarla işitmeyen; gözleri olup da onlarla görmeyen; kalpleri olup da onlarla fıkh etmeyenlerden tanınan ve tanınmayanların çoğunu cehennem için hazırladık. Onlar enam gibidir. Hatta onlar daha da yoldan çıkmışlardır.İşte onlar, gafillerdir." (A'raf 179)
Bu âyet sürü güdüsü ile hareket eden hayvanları aşağılamayı değil, duyuların kullanılmasında insanların hayvanlardan daha aşağı bir seviyede olduğunu ortaya koymak içindir.
Mesela:Duyu organlarından gözün görmesi için ışığa ihtiyaç mutlak ve zaruridir. Işık olmazsa gözün görme imkânı yoktur. Eşyayı görmek için ışığa ne kadar ihtiyaç varsa, hakikati görmek için de Vahyin/Kurân’ın ışığına o kadar ihtiyaç vardır.
Bu ışığı elde etme imkanı da insanın yetileri arasındadır. Zira insan iradeli bir varlıktır. Sürü güdüsü ile hareket eden hayvanlar kendilerine verilen yetileri sonuna kadar kullanırken, bazı insanlar bu yetilerinin farkında dahi değildir.
Mesela: Bazı kelebek cinsleri ultraviyole ışıkları kullanabilme yetileri sayesinde zifiri karanlıkta dahi çiçeklerin renklerini fark edip, aradıkları rengi seçebilmektedirler.
Kullanasınız diye verilen fevkalade yetileri kullanmayan insan, yetilerini sonuna kadar kullanıp zifiri karanlıkta bulan kelebekten daha aşağı bir seviyede olması kaçınılmazdır.
Rabbim ışığı Kurân olanlardan eylesin.
Güzel bir anlatım.