Mevlid-i Şerif diye adlandırdığımız ve yaklaşık 600 yıldır camilerde ibadet maksadı ile okunan Süleyman Çelebi’nin yazdığı Vesîletü’n Necât adlı şiirden bazı alıntılar yaparak farkında olmadan nasıl şirke bulaştığımızı, yüce peygamberimizi nasıl ilahlaştırdığımızı anlatmaya çalışacağım.
Yine bazı çevreler tarafından peygamber düşmanı olarak görecekler veya ilan edecekler ama hiç önemli değil. Esas olan Yüce Rabbimizin rızasıdır ve peygamberimizin bu anlatılanlardan uzak tutulması ve şirke aracı olmamasıdır.
1400’lü yılların başında Süleyman Çelebi Ulu Cami’de imamlık yaparken İranlı bir din adamı geliyor vaaz veriyor ve Bakara suresinin 285’nci ayetini okuyarak, kesinlikle Hz. Muhammed’in diğer peygamberlerden bir farkı olmadığını İsa’nın, Musa’nın, Davud’un hepsinin peygamber olduğunu anlatıyor ve bundan Süleyman Çelebi ciddi rahatsızlık duyuyor. Tutuyor peygamberimizi Hristiyanlara karşı aziz peygamberimize üstünlük sağlamak için Hz. İsa’nın da üstüne taşıyacak ve ona bir takım tanrısal özellikler yükleyerek onu bir yerlere taşımaya yönelik bir şiir yazıyor. Ve bu şiir 600 yıldır Müslümanlar tarafından camilerde okutuluyor ve buna Mevlid-i Şerif deniyor. Bu Şirk-i Şerif’in adı Mevlid-i Şerif.
Sözde peygamberimizin doğumunu, yaşamasını, hayatını işliyor ama onlarca şirk içerikli ifadeler kullanıyor.
Bu yazıda üç, beş örnek vererek ne kadar sorgusuz ne kadar tefekkürsüz ne kadar akıl dışı ne kadar vicdandan uzak ne kadar kalbin sesini dinlemekten mahrum bir hayat yaşadığımızı yazmaya çalışacağım.
"Pes Muhammeddir bu varlığa sebep”
“Sıdk ile ânın rızasın kıl talep"
“Varlığın, varoluşun sebebi yalnızca Muhammed’dir. Sende o peygamberin rızasını iste” diyor.
Bizde buna mukabil bir hadis uyduruyoruz “Sen olmasaydın alemleri yaratmazdım” diye. Sözde bu hadisi kutsidir ve bunun sözü, manası Allah’a aittir metni peygamberimize aittir. Böyle bir şey uydurmuşlar. Bu alemin yaratılmasının sebebi Hz. Muhammed olabilir mi?
Rabbimiz Zariyat suresi 56’de “Ve ma halaktul cinne vel insâne illa li ya’budun- Biz görünen ve görünmeyen bütün varlıkları, beni bilsinler, beni tanısınlar diye yarattım” diyor.
Bizim yaratılış gayemiz bu. Allah’ı tanımak, bilmek, O’nunla bir birliktelik sağlayarak muhteşem bir hayat oluşturmaktır. Hz. Muhammed’i büyüteceğiz diye varlığın sebebi yapmak doğru olabilir mi?
Süleyman Çelebi “Sıdk ile ânın rızasını kıl talep-Sen de o peygamberin rızasını iste” diyor. Biz peygamberin rızası için mi çalışıyoruz? Bizim yaratılış amacımız Allah’ın rızasını kazanmak, O’nu memnun etmek, O’nun razı olacağı bir hayat ortaya koymaktır.
Ayrıca Bakara suresinin 29’uncu ayeti ne diyor: “Huve-lleżî ḣaleka lekum mâ fi-l-ardi cemî’an -Yeryüzünde ne varsa Cenab-I Hak hepsinin sizin için yarattı” diyor. Rabbimiz Hz. Muhammed’i de, onun anne-babasını da, bizi de, bütün canlıları da bizim için yaratmıştır. Bu alem bu dünya yeryüzünde var olan her şey bizim için yaratılmıştır.
“Mustafa nurunu alnından kodu”
“Bil habibim nurudur bû nur dedi’
Allah Adem’i yaratırken, Cenab-a Hak Adem’in alnına Muhammed’in nurunu koyuyor.
Cenab-ı Hak Kurân’da ne diyor:
“Biz, onu yarattığımızda ona ruhumuzdan üfledik” (Tahrim 12) diyor. Nurumuzu aktardık ona, fıtrat dinini naklettik ona, bütün kabiliyetleri yerleştirdik, bütün programları yerleştirdik en sonra donanımla şekilde onu hayata hazırladık diyor.
“Bil habibim nurudur bû nur dedi’.
Adem’e dedi ki: “Bu nur sevgilimin nurudur.” Ne demek sevgilim ne demek habibim? Bir yaratıcının yarattığı varlığa sevgilim demesi düşünülebilir mi?
Bazıları soruyor “Allah Kurân’da peygambere Habibim diyor. Hangi Kurân’da? Cebrail’in getirdiği ve bizim inandığımız, bildiğimiz, Hz. Muhammed’in bize tebliğ ettiği Kurân’da “habibim” diye bir şey yok.
Emr olundu Yâ Muhammed gel berû
Gel habîbim sâna âşık olmuşam
Allah, peygamberine âşık olmuş. Allah’ın bir insana âşık olması Cenab-ı Hakkın şanına yakışır mı? O zaman Allah’ı maddeleştiriyorsunuz.
Allah’ın sevmesi, razı olması, hoşnut olması başka bir şeydir. Yarattığı bir varlığa âşık olması başka bir şeydir. Leyla ile Mecnun gibi Cenab-ı Hakkın Hz. Muhammed’e âşık olması düşünülebilir mi? Bu ne acı bir şey.
Bu gelen ilm-i ledün sultanıdır,
Bu gelen tevhid-i irfan kânıdır.
Yani bu gelen bütün ilimlerin, dünya ve ahiret ilimlerinin sultanıdır. Ve bu gelen ilim, irfan, ahlak ne varsa din hepsinin kaynağıdır. Nasıl olur böyle bir şey?
Bakınız Ahkaf suresi 9’uncu ayete:
“Kul mâ kuntu bid’an mine-rrusuli “Ben Resullerin ilki değilim. Böyle ilim, din, ahlak her şeyin kaynağı beni değilim.
“Vemâ edrî mâ yuf’alu bî velâ bikum” Size, bana ne olacak ne olmayacak bilemem. Bende sizin gibi aciz bir varlığım.
“Ettebi’u illâ mâ yûhâ ileyye “Ben ancak bana vahyolunana uyarım.
Rahmeten lil-âlemindir Mustafa
Hem şefial müznibindir Mustafa
Nasıl oluyor “Rahmeten lil-âlemin”? Peygamberimiz alemlerin rahmetidir demek, bulunduğu çevreye, bulunduğu toplumlara ulaştığı, ulaşabileceği bir vazifesini icra edeceği toplumlara Cenab-ı Hakkın bir rahmetinin vesilesi bir tebliğcisi olarak görevlendirilmiş demektir. 1400 yıl sonra Amerika’nın, Avustralya’nın rahmet kaynağı demek değildir.
“Hem şefial müznibindir Mustafa” Peygamberimiz nasıl günahkârların şefaatçisi olur. Böyle bir şey olabilir mi? Muhammed Suresinin 19’ncu ayetinde Yüce Rabbimiz peygamberimize diyor ki:
“Vestaġfir liżenbike velilmuminîne velmu/minât(i)”- Kendi günahın için de mümin erkeklerin de mümin kadınların da günahları için de istiğfar et, af dile. Senin de af dilemeye ihtiyacın var. İstiğfar edeceksin, yanlışlarından tevbe edeceksin.
Öyle uydurmuşuz bir ismet sıfatı. Peygamberler günah işlemez diye. Hz. Yunus kaçtı, yanlış yapmadı mı? Hz. Âdem isyan etmedi mi? Bunları Kurân anlatmıyor mu? Siz nasıl peygamberimizi günahkârların şefaatçisi yaparsınız? Günahlar insanları affedebilecek tek otorite Allah’tır.
Zatıma mir´at edindiğim zatını
Bile yazdım adım ile adınıı
Allah peygamberimizi kendisine ayna olarak yaratıp, ona bakıp kendisini görüyor. Bu Cenab-ı Hakka hakarettir. Bundan daha büyük bir şirk olamaz.
Bu Lat, Menat, Uzza’ya tapanların şirkini gölgede bırakır. Hz. Muhammed Allah’ın aynası olamaz. Cenab-ı Hakkın aynası her şey dir. Nereye bakarsanız bakın Cenabı Hakkın kudretini görürsünüz.
Comments