Kurân ve Hayat Kurân ve Hayat
top of page
Yazarın fotoğrafıibrahim celik

KURÂN'A SAYGI

Kur’an’ın ölen kişiye bir faydası olmaz. Aynı şekilde ölmek üzere olan kişinin başında okunan Kur’an, o kişinin daha rahat ve kolay ölmesini sağlamaz.


Kur’an’ın yaşayan kişiye faydası olur. Kur’an, gerçek anlamda yaşama, gerçek anlamda canlanıp hayat bulma kitabıdır. Ölmek üzere olan ya da ölmüş birisinin arkasından Kur’an okumak dini bir gereklilik olmasa da dini açıdan doğrudan buna karşı çıkmaya da gerek yoktur. Her ne kadar bu durumdaki kişilere bir faydası olmasa da şayet Kur’an herkesin anlayacağı bir dilde okunursa o kişilerin yakınlarına ya da orada toplanan insanlara, Allah’ın ayetlerini hatırlatma ve ölen ya da ölmek üzere olan kişinin durumundan ibret alma anlamında bir faydası olabilir. Çünkü Kur’an’ın diri olanı uyarmak için gönderildiğini ifade eden ayet, ölen kişinin ardında kalan diriler için de geçerlidir.


Dolayısıyla Kur’an, indiriliş amacına uygun olarak mümkün olan her durum ve ortamda okunabilir. Ancak bunu bir tür kazanç kapısına çevirmek, okunan sureler ya da indirilen hatimler sonucunda insanlardan maddi beklenti içinde olmak, hatta daha önceden indirilmiş hatimleri ve yapılmış duaları satarak işi iyiden iyiye sulandırarak amacından saptırmak, başkalarının ruhuna hediye etmek ya da başkası için hatim siparişi vermek gibi uygulamalar Kur’an’ın ruhuna ve indiriliş amacına tam olarak aykırı uygulamalardır.

Ölülerin arkasından Yasin suresi okuduğu için maddi beklenti içinde olanlar ya da daha önceden okuduğu Yasinleri para karşılığı insanlara satanlar maalesef okudukları Yasin suresinden habersiz yaşarlar. Aynen diri olanı uyarma ayetinin Yasin suresinin içinde olması gibi Allah’ın ayetlerini insanlara bildiren elçilerin bunun karşılığında hiçbir ücret ya da beklenti içinde olmadıkları vurgusunun birçok ayet ile birlikte Yasin suresinin içinde de yapılması son derece manidardır: “Sizden ücret/karşılık istemeyenlere uyun, onlar hidayet bulmuş kimselerdir.” (Yasin Suresi 21).

Yasin suresini okuyup maddi bir beklenti içinde olanların ya bu ayeti okumayıp geçmeleri ya da tüm peygamberlerin en güzide örnekliklerinden biri olan yapılan tebliğ karşılığında maddi beklenti içinde olmama sünnetini göz ardı ettikleri için kendilerinden utanmaları gerekir. Kur’an’a karşı gösterilecek saygıyı amacından saptırmak da doğru değildir.

Genelde Kur’an’a olan saygımızı öpüp başımızın üzerine koymakla, onu olabilecek en yüksek yere asmakla, özel kaplar içine sarmakla, ona karşı ayaklarımızı uzatmamak ya da onun olduğu odada uzanmamak gibi davranışlar ile göstermeye çalışırız. Üstelik bu türden davranışları takva göstergesi sayarız. Bu türden uygulamalar gerçekte dinin kendisinden değil kültüründen kaynaklı uygulamalardır. Oysa Kur’an’a gösterilecek en büyük saygı, onunla indiriliş amacına uygun bir ilişki içinde olmak, onu en güzel şekilde okumak, anlamak, ayetleri üzerine düşünmek ve olabilecek en güzel şekilde hayatımıza taşımaktır. Bu gerçeği göz ardı ederek gösterilecek tüm saygılar, gösterilmesi gereken gerçek saygıdan uzak bir ilişki kurulduğu için saygısızlık olurlar.

14 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

Comments


bottom of page