Kur’an’da “ ona ruhumdan üfledim” ayetleri yer alır. 13 yerde geçmektedir.
Bunu nasıl anlayacağız ?
İşte bu noktada Yahudi teolojisinin ( ilahiyatının) görüşünün, İslam ilahiyatına bir zehir gibi akıtılması geliyor.
İnsan neden oluşur?
Ceset ve candan mı?
Yoksa üçüncü bir unsur varmı?
Yahudi ilahiyatı, bu soruya iki unsurdan yani “ ceset ve candan” oluştuğu iddia ediyor. Bu görüş aynı zamanda Sümerlerin görüşüdür. Onun için ruh ve canı aynı şey olarak görüyorlar.
Peki Rabbimiz Kur’an’da hayvanlara ruh üflendiğinden bahsediyor mu?
Kur’an’da buyurulduğu gibi , Allah yarattıkları içerisinde yalnızca insana ruhundan üflemiş. Başka bir canlıya ruhundan üflememiştir. Ne meleklere ne cine ne de hayvanlara ruhundan üflediğine dair bir bilgi yoktur. Rabbimiz sadece Ben insanlar için ruhumdan üfledim demektedir.
Eğer üflenen ruh ile kast edilen “ can “ ise, o zaman ruh üflenmesi sadece insana değil hayvana da üflenmesi gerekmez mi? Çünkü o da canlı.
Kur’an’da ruh üflemekle kast edilen şey “can” değildir. Ruh üflendiğinde canlıydı zaten.
Ruh üflenmekle kast edilen şey“ akıl, irade ve vicdan” verilmesidir. Secde suresi 9 ncu ayeti bunun delilidir.
Secde suresi 9 : Daha sonra onu yaratılış amacını gerçekleştirecek bir donanıma sahip kılarak kendi ruhundan üflemiştir. Derken sizi hem işitme ve görmehem de duygu ve düşünce yetenekleriyle donatmıştır: Ne kadar da azınız şükrediyor.
Yani ruhu üflemenin arkasından gelen şey, onun duygu ve düşünce, işitme ve görme yeteneğine sahip olmasıdır. Yani bilinçlenmesidir.
Ayni şekilde Hicr suresi 28-29
Hicr suresi 28: “ Hani bir zamanlar Rabbim meleklere demişti ki : “ Bakın, Ben süzme, kurumuş, ses veren bir balçıktan; özgün bir biçim almaya elverişli, tabiatı değiştirilmiş, koyu ve yoğun bir çamurdan bir beşer yaratacağım!”
Hicr suresi 29 : "Onu biçimlendirip ve ona ruhumdan üflediğimde, hemen ona secde edin! "
Burada secdeye kapandıkları , yani meleklerin Adem’in emrine girme itaat etme emri cana itaat değil, üflenen ruh ile verilen akıl, irade ve vicdana itaattir.
Yine Sad suresinin 71 ve 72 nci ayetlerinde yanı şeyi görüyoruz.
Sad Suresi 71-72: O vakit Rabbin meleklere şöyle demişti : “ Ben, çamurdan bir beşer yaratacağım,”(Rabbimiz yine “ beşer “ yaratacağım demektedir.) Onu şekillendirip ruhumdan üflediğim de, derhal ona secdeye kapanınız.” ( Artık o beşerlikten çıktı, insan oldu. Meleklerin secdesi burada tapınma değil, emre amade olunma manasındadır).
Yani özetle şunu söyleyeceğim :Yaratılan bu beşere ruh üflenince, beşer insan olmuştur. Akıl, irade ve vicdan sahibi olmadan, yani ruh üflenmeden evvel, fesat çıkaran, kan döken bir beşerdi.
İnsan suresinin ilk iki ayeti şöyle :“ İnsanın (beşerin değil !)üzerinden, o tarih sahnesine çıkıncaya (kadar), tüm zamanlar içinden belirsiz ve uzun bir süre geçmemiş miydi (ki), henüz o (bu süre zarfında) anılmaya değer bir varlık bile değildi? (anılmaya değer bir varlık değildi demek, o tarih sahnesine çıkmadan önce ilkel bir varlıktı demektir. Doğuyor-büyüyor-ürüyor-kan döküyor-fesat çıkarıyor. Zeki fakat ruh yok. İşte anılmaya değer olmak ruh ile başlıyor.)
İnsanoğlunu (bakın! İnsanoğlu dedi. Toprak ve su bitti artık. Çünkü toprak ve sudan beşeri yarattı. Beşer üredi, çoğaldı, avlandı, sonra ona ruh üflendi ve insan oldu ) katmerli bir karışım olan hayat tohumundan Biz yarattık; sınava tabi tutmayı (diledik) ve ardından ona işitme ve görme yeteneği verdik.” ( Şimdi düşünün ! Kasa var, elektirik var, Windows yok. Ben buna bütün isimleri yükledim veya eşyanın isimlerini yükledim. Bu eşyanın isimlerini ekrandan okuyamam ki. Çünkü Windows u yok, yani ruhu yok. O ruh donanım, altyapı olacak ki, o eşyayı, bilgiyi kullanabilsin)
“ardından ona işitme ve görme yeteneği verdik.” (Semi ve basir olmak bilinçe delalet etmektedir. Bilinçli görüşe ve bilinçli duyuşa deniliyor. Yoksa inekte de var, eşekte de var kulak ve göz. Ama bilinç yok. )
Peki o zaman Fussilet 6 ncı suresindeki“ De ki: “Ben sadece sizin gibi bir beşerim; bana tanrınızın tek tanrı olduğu vahyedilmiştir, doğruca O’na yönelin, O’ndan bağışlanma dileyin. Allah’a ortak koşanların vay haline! “ ayetindeki “ Ben sizin gibi bir beşerim” ifadesini nasıl anlayacağız?
Biz beşere ne demiştik. Ruh üflenmeden önceki ilkel canlı. Bir insana ruh üflendikten sonra onun beşer yönü yok olmuyor. Beşer bir altyapı, o alt yapının üstüne ruh binası çıkıyor. Beşer insan olunca, beşeri nitelikleri geride bırakmaz.
Ne demek istiyor beşerlik tarafımız ile ?
Ölümlü bir insan olduğu, yiyen, içen, uyuyan, çiftleşen, öfkelenen, korkan tarafımız beşer tarafımızdır. Beynimizde bu iki tarafı temsil eden şey hala duruyor. Alt beyin, üst beyin. Alt beyin bizim diğer canlı varlıklarla ortaklaşa paylaştığımız bir şey. Alt beyinde onlala beraberiz. Ama üst beyinde değişiyoruz. Zaten ruh üflenmesinin insan vücudundaki değişikliği de orada yani kortekste, frontal lob da oluyor. Secdeye koyduğumuz yer insanlığımız.
Özetlemek gerekiyorsa :
Yahudilik inanışı : Beden + Can = İnsan
İslamiyet inanışı : Beden +Can = Beşer + Ruh = İnsan
Beşer ruh üflendiğinde akıl, irade ve vicdan sahibi, yani insan oluyor. Zaten meleklere secde etme, onlar saygı duyma emri , beşere akıl, irade ve vicdan verilmesinden sonradır.
İnsana üflenen ruh can değil, akıl, irade ve vicdan dır.
Comentários