Kurân ve Hayat Kurân ve Hayat
top of page
Yazarın fotoğrafıibrahim celik

EMANET

(Mu’minun 74/8)

 

 

وَالَّذ۪ينَ هُمْ لِاَمَانَاتِهِمْ وَعَهْدِهِمْ رَاعُونَۙ

Velleżîne hum li-emânâtihim ve’ahdihim râ’ûn(e)

 

Ve onlar, emanetlerine ve ahdlerine riayet edenlerdir.

 

Eğer fecri korumadan bazı ibadetleri yaparsan beden emanetine ve Rabbe verdiğin söze de riayet etmemiş olursun. 

 

Başkalarının bize verdiği şey emanettir. Bizim onlara verdiğimizde ahittir.  Her ikisinin bir ayette yer alması ve “buna riayet ederler” fiili ile ifade edilmesi de emanet ve ahdin birbiri ile yakın anlamlı aynı konu için kullanıldığını gösteriyor.


Kişinin bedeninin kendisine emanet olarak bırakılması, onu verenin rızasına uygun davranması, temerrütten uzak durması ve bedeni veren Allah’u Teala ile yapmış olduğu ahde riayet etmesi anlamına geliyor. 

 

Furûc benim değil mi? İstediğime açarım olmaz. O beden senin değil. Zamanı geldiğinde sana emanet olarak verilen bu bedeni, mülkü sahibine tekrar geri vereceksin.

 

Bu bakımdan namaz ve oruç bedenin şükrü iken zekât, infak ve sadakada verilen maddi imkanların şükrüdür.  Allah bize bir beden emanet etmiş, bize organları emanet etmiş, bize mal mülk emanet etmiş. Aslında en büyük ihanet bu manada yaratanın verdiği emanete ihanettir.

 

Kuran öncelikle bizde “her şey emanettir” bu bilinci inşa ediyor. Emanet eden Allah, emanet edilen insan.  Emanetin verilmesinin amacı imtihan. Emanete ihanet Allah’a karşı günah olur, insana karşı, sosyal hayata karşı bu suç olur. 

 

5 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

Comments


bottom of page