(Hud 52-11/34)
وَلَا يَنْفَعُكُمْ نُصْح۪ٓي اِنْ اَرَدْتُ اَنْ اَنْصَحَ لَكُمْ اِنْ كَانَ اللّٰهُ يُر۪يدُ اَنْيُغْوِيَكُمْۜ هُوَ رَبُّكُمْ وَاِلَيْهِ تُرْجَعُونَۜ
Velâ yenfe’ukum nushî in eradtu en ensaha lekum in kâna(A)llâhu yurîdu en yuġviyekum(c) huve rabbukum ve-ileyhi turce’ûn(e)
Ve size nasihat etmeyi irâde etsem de, şayet Allah sizin için suyun taşmasını irâde ettiyse, benim nasihatim size fayda vermez. O sizin Rabbiniz ve O’na döndürüleceksiniz.
Diyanet Vakfı Meali : Eğer Allah sizi azdırmak istiyorsa, ben size öğüt vermek istesem de, öğüdüm size fayda vermez. (Çünkü) O sizin Rabbinizdir. Ve (nihayet) O'na döndürüleceksiniz.»
Bir cümleye böyle başlanır mı? Allah kimseyi saptırmak, azdırmak ister mi? Meal baştan kaybetti. Artık ne derse desin boş.
Allah insanları azdırmak istiyorsa, peygamberleri neden gönderdi? Ayetleri neden indiriyor? Kendine Rahman ve Rahim neden diyor? Haşa azdırıcı desin. Meal bir anda Allah’a iftira oldu.
“Eğer Allah sizi azdırmak istiyorsa, ben size öğüt vermek istesem de, öğüdüm size fayda vermez.” Burada suçlu kim? Allah. Çünkü azdırdı.
Ben bu ayeti okusam, ne yapsam da fayda vermeyecek diye düşünerek dine yönelmeye gerek duymayacağım. Kaderci bir bakış açısı. Bu ayetin devamında şunu sormamız lazım? Allah, bir insanı azdırmak mı ister, yoksa onun sulhunu, selametini mi, ıslahını mı ister.
İslam dini sulh-selamettir, kurtuluştur. Allah insanların kurtulmasını, selametini ister, azdırmak istemez. Azdırma istemesi ihtimali bile yoktur. Kaldı ki bu ayette “istemek” bile geçmiyor. Bu ayette “irade etmek” geçmektedir. Yani istemenin de bir üstüne çıkıyor. Hayata geçti.
Doğru meal: Ve size nasihat etmeyi irâde etsem de (Hz.Nuh nasihat etmeyi hayata geçirmiş. Artık insanları uyarmış, ayetlerle onları gemisine davet etmiştir. Kendisi bunu irade etmiştir), şayet Allah sizin için suyun taşmasını irâde ettiyse (burada azmak suyun taşması, aşmasıdır. İnsanın duygu ve düşüncelerinin azması değil, o çok dolaylı manasıdır. Bu kelimenin asıl kök manası, suyun derbisinin yükselmesi, taşması, yani sınırı geçmesidir. Yani suyun taşmasını Allah irade ettiyse, bu yasa gerçekleşecek. ) , benim nasihatim size fayda vermez. O sizin Rabbiniz ve O’na döndürüleceksiniz. Bu kadar. Allah neden insanların azmasını istesin.
Allah hiç kimsenin, buna ibliste dahil, azmasını, sapmasını ne ister ne de irade eder. Bu el-Hayır olan Allah’a iftiradır.
Allah her kulunun hidayetini, ıslahını, sulhunu ister ve bu yönde resullerini göndererek iradesini ortaya koyar. Allah’ın iradesi ortada iken, kalkıp ta “ eğer Allah sizi azdırmak isterse” diye bir cümle kullanılmaz.
Ayette Hz. Nuh gelecek olan tufana karşı onların iyiliğini düşünmüş ve günah üzere ölüp gitmemeleri için, onları sakındırmak amaçlı sürekli nasihatlerde bulunmuştur. Ancak tufana karşı tedbir alınmazsa, nasihat hiçbir yarar sağlamayacaktır. O nasihatların gereğini yerine getirmek lazım. Zira lafla Nuh’un gemisi bile yürümez.
Comments