(Fatır 43-22)
وَمَا يَسْتَوِي الْاَحْيَٓاءُ وَلَا الْاَمْوَاتُۜ اِنَّ اللّٰهَ يُسْمِعُ مَنْ يَشَٓاءُۚ وَمَٓا اَنْتَ بِمُسْمِعٍ مَنْ فِي الْقُبُورِ
Vemâ yestevî-l-ahyâu velâ-l-emvât(u)(c) inna(A)llâhe yusmi’u men yeşâ(u)(s)vemâ ente bimusmi’in men fî-lkubûr(i)
Ve hayatta olanlar ve ölüler de bir olmaz. Muhakkak ki, Allah dileyene işittirir ve sen, kabirdekilere işittiremezsin.
Rabbim diyorki; " Ben diri ile meyt olanı (ölü olanı) bir tutmam. Peki biz yerin altında olan ile yerin üstünde gezeni nasıl bir tutuyoruz? Veya yerin altındakine, yerin üstünde gezen muamelesi yapıyoruz.
Ayetlerde doğruyu görüp aydınlanan ile karanlıkta kalanların akıbetlerinin de bir olmayacağı anlatılmaktadır. Maksat adalettir. İyi ile kötüyü aynı kefeye koymayın. Manen ölü olanla, manen diri olanı bir etmeyin. Veya manen ölmüş birine diri muamelesi yapmapın. Manen ölmüş birine iyi muamele yaparsan kötülüğü ödüllendirmiş, manen diri olana da kötü muamelesi yaparsan iyiliği cezalandırmış olursun. Onların işittiğini, gördüğünü, kabirlerinin aydınlık olduğunu zannetmek bu ayete göre aykırıdır.
###Rabbimiz, kabirdekilere işittiremezsirıiz demesine rağmen malesef insanlık tarihi ölülere diri muamelesi yapmış, kötülere iyi muamelesi yapmış, karanlık olan ile aydınlık olanı aynı kefeye koymuştur.
İbrahim ÇELİK
Comments