Allah Resulü, sayı taşı boncuğunu hiç bilmedi. Bu konuda bile bir hadis uydurmaya çalışmışlar ama uymamış. Sahabenin dinsel boncuğu yoktu.
Boncuğu dinle buluşturan ilk din Hinduizm dir. Hindu tanrısı Şiva’nın kutsal ağacın meyvesinden yaptığı “tesbih” ilk tespihtir.
Hinduların üçlemesi var. Tesbihi hindu tanrısı şiva boynunda taşırdı. Kutsal boncuğun 33 tane taşı vardı. Zira Veda tanrılar konseyi 33 Tanrıdan oluşurdu. (Grek 12 Tanrı). Hinduizmin dinsel boncuğu 108 taneden oluşur. Dinsel boncuk çeken Budist kadınlar da vardır. Muhtemelen Bağdat’ın inşaasında yer alan Budistlerce Müslüman kültürüne geçti.
Hristiyan tesbihi, “ bead” ya da “ Rosary” dir. Müslümanlardan Haçlı seferleri sırasında Hristiyanlara geçti. Papa 5. Pius, Dominikus’un 1221 yılında Avrupa’ya tesbihi getirdiğini yazar. İlk Hristiyan tesbihleri 33 taneliydi ve 3 adet 33 bir ipe diziliyordu. 33 Hem İsa’nın çarmıha gerildiği yaşı, hemde mucize sayısını temsil eder. Bunun 3 ile çarpımı : üçleme/teslis/trinity dogmasını temsil ediyordu.
Tesbih, Kur’an’a göre çekilmez, yapılır. Tesbih uydurmak yetmedi bir de “tesbih namazı” uydurdular. Fazla namaz göz çıkarmaz ama din ve iman çıkarır, yerine uydurulmuş din sınıfını koyar. Ruhban sınıfının tahakkümünü ortaya çıkarır. “Kıl tesbih namazını, ye her haltı” ahlaksızlığını ortaya çıkarır.
Derdimiz boncuk değil, derdimiz hakikat. A’la suresi, iniş sürecinde “tesbih” emrinin geçtiği 1 nci ayet doğru anlaşılmaz ise, adet ibaret olur, hurafe din olur. “Din hurafeleri yok etmez ise, hurafeler dini yok eder.” (Aliya)
Kur’an’a göre “tesbih emri”, varlığın anlam ve amacı üzerine düşünüp Allah’ın yüceliğini takdir etmekti, uydurulmuş din, Kur’an’i tesbihin üzerini Budist boncuğu ile örttü, yani “küfretti”.
Tesbih bir eylemdi, söyleme ve papağanca nakarata indirgendi. Yozlaşmanın geldiği nokta Çin işi “zikirmatik” çürümesi oldu.